Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname’nin 12. maddesi marka hakkının mutlak niteliğiyle ilgili istisnaları oluşturmaktadır. Bu hüküm uyarınca marka sahibi markasının başkaları tarafından isim, adres, hizmet veya malı tasvir edecek şekilde kullanımına karşı çıkamaz.
Uygulamda özellikle yetkili olmayan servislerde başkalarına ait marka ve logolara hangi markalı malların tamir ve bakımlarını yaptıklarını göstermek amacıyla yer verdikleri görülmektedir.
Yargıtay yakın tarihli kararlarında esaslı unsur yan unsur ayrımı yapmakta ve tescilli bir markanın üçüncü bir kişi tarafından kullanılabilmesi için dürüst uygulamalara aykırı olmama koşulu dışında markayı kullanan kimsenin kendi işletme adını veya unvanını, işletmesi ve işletme evraklarında hakim unsur olarak hakim unsur olarak kullanmasını şart koşmaktadır.
Yetkisiz kişilerin sırf bir başkasının tanınmış, şöhret sahibi markasını kullanmak suretiyle haksız avantaj elde etmek niyetinde olduğunun anlaşılması halinde böyle bir davranışın kabul edilemez olduğu açıktır. Bir markanın toplumdaki itibarı veya tanınmışlık düzeyi arttıkça o markanın MarKHK m. 12 anlamında kullanımının dürüst olarak nitelendirilebilmesi ihtimali de o kadar azalır.
Diğer bir değişle MarKHK m. 12’nin ticaret ve sanayideki dürüstlük uygulamalarına aykırı düşmemek koşuluyla kişi adının marka olarak kullanılabileceği anlamına geldiği, böyle bir kullanım ile karışıklık yaratılmaya gayret ediliyor veya o şekilde bir kullanma bir zorunluluk olmadığı halde sırf başkasının markasından yararlanmak amacıyla bu madde hükmü bahane ediliyorsa dürüst bir kullanımdan bahsedilemez.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Pınar K+Kırkpınar kararında; “ davalının markasında geçen KIRKPINAR ibaresi onun aynı zamanda soyadıdır. Aynı kanun hükmünde kararnamenin 5. maddesi kişi adlarının marka olarak tesciline olanak vermekte 12. maddesinde de ‘dürüstçe ve ticari veya sanayi konularıyla ilgili olarak kullanılmaları koşuluyla kişi adının kullanılmasını marka sahibinin engellemeyeceği’ hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davalının 12. madde hükmüne aykırı tarzda dürüstçe olmayan bir kullanımın varlığını iddia ve ispat edememiştir.” Yönünde hüküm kurmuştur.
Aynı şekilde Yargıtay 11. HD; İÇİM, ÜLKER İÇİM, ÜLKER İÇİM+ŞEKİL, ÜLKER İÇİM SÜT+ŞEKİL markaları ile İÇEN SÜT ÜRÜNLERİ+ŞEKİL markası arasındaki uyuşmazlıkta “MarKHK m. 12 gereğince davalı marka sahibinin soyadının İÇEN olması nedeniyle davalının bu adını markasında kullanmış olmasının kötü niyetli olduğunun ispatlanamamış bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddi yönünde verilen ilk derece mahkemesine yapılan temyizi reddetmiştir.
Marka başvurusu yapanın soy ismi dahi olsa karışıklık yaratılmaya çalışyorsa başvurunun kötü niyetle yapıldığı kabul edilecek ve kendi soy ismi dahi olsa başvuru reddedilecektir.
Marka başvurusu yapanın soy ismi dahi olsa karışıklık yaratılmaya çalışyorsa başvurunun kötü niyetle yapıldığı kabul edilecek ve başvuru reddedilecektir. Mesela CUCİ, başvuru sahibi Levent CUCİ’nin soy ismi olması nedeniyle MarKHK m. 12’deki istisnadan yararlanabilir. Ancak 2009/14708 sayılı başvuruda bu istisna uygulanmamıştır. Çünkü 25. sınıftaki giysiler için başvurulan CUCİ markası moda dünyasının meşhur markası Gucci ile karışıklık yaratmak istenir biçimde benzer yazım formatında ve benzer figür ile başvurulmuştur.