Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

May 27, 2016
41 Views

Kötü Niyetle Başvurulan Markanın Tamamen Hükümsüzlüğü

Written by

Yargıtay  MOSPLUS[1], PARADOX[2] ve LUCIANI PADOVAN[3] kararlarında başvurunun kötüniyetli olduğunun kabulü halinde markanın kül halinde hükümsüzlüğünün gerektiğini belirtmiştir;

davalının dava önce davacı şirkette çalıştığı, davacı şirket ile davacı markasının daha önceki sahipleri arasında yapılan franchise sözleşmeleri nedeniyle davalının, davacı markasından haberdar olduğu, aynı sektörde çaılşan davalının davacı markasından haberdar olmamasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalının basiretli bir tacir gibi davranmayıp kötüniyetle dava konusu markayı kendi adına tescil ettirdiği, kötüniyetli tescil nedeniyle davalı markasının tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini”(YARGITAY 11 HD. 2015/4426E, 2015/11337K 02.11.2015 tarihli kararı).

Lakin hukukumuzda MK m. 2’de ifadesini bulan üst kurala göre, hukuk kötü niyeti hiçbir şekilde korumaz. Marka tescil başvurusu yapıldığı anda kötü niyetle hareket edildiği yönünde kanaat oluşmuşsa bu durumda tescil iradesinin sakat olduğu kabul edileceğinden markanın bütünüyle hükümsüz kılınması gerekecektir.


[1] YARGITAY 11 HD. 02.11.2015T, 2015/4426E ve 2015/11337K sayılı içtihadı

[2] YARGITAY 11 HD 26.11.2012, 2012/12763E, 2012/19119K sayılı içtihadı

[3] YARGITAY 11 HD. 17.10.2011, 2010/2319E, 2011/14059K

Article Categories:
Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir