Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Ağu 17, 2017
164 Views

Davanın Açılmaması ve Derdestlik İtirazı Hakkında Yargıtay Kararı

Written by

Yargıtay
3. Hukuk Dairesi

Esas : 2013/17638
Karar : 2014/1837
Tarih : 10.02.2014

Özet:Taraflar arasında görülen teminat mektubunun iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Genel Müdürlükle ÇEAŞ arasında elektrik abonelik sözleşmesi imzalandığını bu sözleşme uyarınca güvence bedelinin ödendiğini, bilahare ÇEAŞ’ın imtiyaz sözleşmesinin 12/06/2003 tarihinde iptal edildiğini ve bu şirketin yapmış olduğu dağıtım faaliyetinin TEDAŞ tarafından yürütüleceğinin ve güncellenmiş güvence bedellerinin banka hesaplarına yatırılması gerektiğini aksi halde elektriğin kesileceğinin taraflarına bildirildiğini, talep edilen 59.369,00 TL güvence bedeli mukabili iki adet teminat mektubunun TEDAŞ’a teslim edildiğini ancak daha evvel 19.600 TL güvence bedelinin ÇEAŞ’a verilip sözleşme imzalandığı halde bu bedelin taraflarına iade edilmediğini belirterek, 59.369,00 TL tutarındaki iki adet teminat mektubunun TEDAŞ’tan alınarak taraflarına verilmesine veya daha evvel yatırılan 19.600 TL güvence bedelinin ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve DAVA ETMİŞTİR.

Davalı TEDAŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın ÇEAŞ’a karşı açılması gerektiğini, bu şirketin borçlarından dolayı şirketlerinin sorumlu tutulamayacağı belirterek, davanın reddine karar VERİLMESİNİ DİLEMİŞTİR.

Davalı ÇEAŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, imtiyaz sözleşmesinin 2003 yılında feshedildiğini, bu tarihten itibaren 9 yıl geçtiğini ve talebin zamanaşımına uğradığını, aynı konuda davacı tarafından Mahkeme’nin 2006/141 Esas sayılı dosyasında davanın açıldığı ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini bu dosyanın kesinleşmeden iş bu davanın açıldığı davanın derdestlik sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği, güvence bedeli olarak ödenen ancak meblağı ispatlanamayan bedelden şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığını, güvence bedellerinden EÜAŞ, TEİAŞ ve TEDAŞ’ın sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar VERİLMESİNİ DİLEMİŞTİR.

Mahkemece; HMK’nun 114/1-ı maddesinde daha önceden açılmış ve görülmekte olan bir davanın bulunmaması şartı dava şartı olarak kabul edilmiş olduğundan ve süresinde bu davaya karşı derdestlik itirazında bulunulduğundan, açılan davanın HMK’nun 114/1-ı, 115/2 nci maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usülden reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Dava; elektrik aboneliği sebebiyle davalılara verilmiş olan teminat mektubunun veya güvence bedelinin iadesi TALEBİNE İLİŞKİNDİR.

Mahkemece; davacı tarafın talebinin HMK’nın 114 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (ı) bendi gerekçe GÖSTERİLEREK REDDEDİLMİŞTİR.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları ARASINDA DÜZENLENMİŞTİR. Derdestlik; dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı SONUÇLARDAN BİRİDİR. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması MÜMKÜN DEĞİLDİR. Çünkü; aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir MENFAATİ YOKTUR. Daha önce HUMK m.187/4’de bir ilk itiraz olarak nitelenen bu husus HMK m. 114/1-ı hükmüyle dava şartı HALİNE GETİRİLMİŞTİR.

Somut olayda kesinleşmemiş olarak telakki edilen ilam tetkik edilecek olursa; davacı tarafından, daha evvel Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/141 Esas sayılı dosyasında, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanarak davanın açıldığı, davanın 2 kez takipsizlik bırakılması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırıldığı ve bilahare 06.03.2012 tarihinden itibaren davanın açılmamış sayılmasına karar VERİLDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.

Mahkemece iş bu davanın açıldığı tarihte mezkur kararın tebliğe verilip kesinleştirilmemesi sebebiyle derdest sayılacağı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; davanın açılmamış sayılması kararı temyizi KABİL NİTELİKTEDİR. Ancak, derdestlik yönünden kararın temyiz edilmeyerek veya temyiz aşamasından geçerek kesinleşmesini aramaya GEREK YOKTUR. Burada davaların takipsiz bırakılmasını önlemek AMACI GÜDÜLMÜŞTÜR. Bu itibarla, davanın taraflarca takip edilmemesi sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren 3 ay içinde dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına ilişkin oluşan tüm yasal hüküm ve sonuçlar başkaca bir işleme bağlı olmadan doğrudan doğruya yürürlük kazanır. Derdestlik, dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden 3 aylık süreyle SINIRLI OLMALIDIR. Bu süre hak DÜŞÜRÜCÜ NİTELİKTEDİR. Ancak bu hükümler davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların salt doğumuyla kendiliğinden ortadan kalkar ve derdest olmaktan çıkar zamanaşımını kesme etkisi dahi sona erer.

O halde mahkemece; davanın esasının incelenerek sonucu dairesinde hüküm tesisi cihedine gidilmesi gerekirken yazılı ve yanılgılı gerekçelerle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2014 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

Article Categories:
Blog · Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir