Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Eki 22, 2017
58 Views

Markanın Yanıltıcı Olması, Yargıtay Kararı

Written by

Yargıtay 11. HD 2005/10763 E. 2006/11632 K.

Taraflar arasında görülen davada Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08.06.2005 tarih ve 2004/797-2005/335 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya yapılan “Türkiye Basketbol Federasyonu 12 Dev Adam Basketbol Okulu Garanti+Dört Yapraklı Yonca Şekli” ibareli 9, 35, 36, 38 ve 42.sınıflara ilişkin marka başvurusunun davalı tarafından 556 sayılı KHK m. 7/1-f uyarınca reddedildiğini, redde mesnet alınan Türkiye Basketbol Federasyonu’nun, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet göstermeyen bir kamu kuruluşu olduğunu, marka unsurlarından biri olan “12 Dev Adam” markasını adına tescil ettirmek için başvuran Türk Basketbolunu Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nın talebine konu hizmet sınıflarında da müvekkilinin faaliyet göstermediğini, dolayısıyla müvekkili banka ile bu kurum ve vakıfların karıştırılmasının söz konusu olmadığını, karara konu markanın vakıf ve müvekkili ile bağlı şirketleri arasında 20.08.2001 tarihinde imzalanan sponsorluk sözleşmesi sonrasında müvekkili tarafından yaratılıp tanıtıldığını ileri sürerek 25.02.2004 tarih ve M-335 sayılı YİDK kararının iptaline, markanın müvekkili adına tesciline ya da markanın sponsorluk sözleşmesi süresince kullanılmak üzere tesciline, markanın bu haliyle tescili mümkün olmadığı takdirde “Türkiye Basketbol Federasyonu” ibaresinin bu markanın esaslı unsuru olmaması nedeniyle çıkartılarak tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece toplanan delillere göre, davalı Enstitünün başvuruyu, içinde “Türkiye Basketbol Federasyonu” ibaresi geçmesi ve başvuru sahibinin farklı olması, “Basketbol Okulu” ibarelerinin de markanın kullanılacağı mal ve hizmetler için yanıltıcı olacağı, ayrıca ibraz edilen sponsorluk sözleşmesinin de davacıya herhangi bir hak tanımadığı gerekçeleriyle reddettiği, 556 sayılı KHK m.7/1-f de mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynağı gibi yanıltıcı konularda halkı yanıltıcı markaların tescil edilemeyeceğinin belirtildiği, başvuruda Türkiye Basketbol Federasyonu ibaresinin bulunmasının mal ve hizmetin niteliği konusunda bu hüküm anlamında yanıltıcı olarak kabul edilemeyeceği, markadaki ismin başvuranın isminden farklı olmasının da koşulları oluştuğu takdirde aynı KHK.’nin 8/5. maddesine göre nispi red sebebi oluşturacağı, bu nedenle 7/1-f bendine göre başvurunun reddinin mümkün olmadığı, Basketbol Okulu ibaresinin markanın kullanılacağı mal ve hizmet sınıfları için 7/1-f hükmü kapsamında yanıltıcı olmasının düşünülemeyeceği, bu yüzden davalının red gerekçelerine iştirak edilmediği, ancak mutlak red nedenlerinin mahkemece re’sen göz önüne alınması gerektiği, 556 sayılı KHK.’nin 7/1-h bendinde Paris Sözleşmesi’nin 2.mükerrer 6. maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi, kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği diğer armalar, amblemler veya nişanları içeren markaların tescil edilemeyeceğinin belirtildiği, kamu kurumu olan Türkiye Basketbol Federasyonu adının marka içinde yardımcı unsur olarak yer almasının dahi ilgili federasyon veya bağlı bulunduğu genel müdürlükten izin alınmasını gerektirdiği, dosyada bir izin belgesinin bulunmadığı, adı geçen federasyondan sorulmuşsa da cevap alınamadığı, beyanlardan davacının sponsorluk sözleşmesine dayanarak marka başvurusunda bu ibareye yer verdiği anlaşıldığından yargılamanın sürüncemede kalmaması için yazı cevabının beklenilmesinden vazgeçildiği, TÜBGEV adına federasyon başkanı tarafından davacı ile imzalanan sponsorluk sözleşmesinin davacının Basketbol Milli Takımı resmi sponsoru olarak tüm tanıtımlarda yer alması ve TBF ile TÜBGEV unvanlarının milli takımın tüm aktivitelerinde davacı tarafça ticari amaçla kullanımına izin verilmesine dair olup, 556 sayılı KHK.’nin 7/1-h bendi anlamında izin belgesi niteliği taşımadığı, davacı terditli olarak bu ibare üzerinde hak sahibi olmaksızın sponsorluk sözleşmesi süresince kullanılmak kaydıyla tescili ya da anılan ibarenin başvurudan çıkarılarak tescilini de istemişse de, bir markanın kısmen hükümsüzlüğünün 556 sayılı KHK.’nin 42/2. maddesi gereğince ancak markanın tescil edildiği bir kısım mal ve hizmetler yönünden mümkün olması nedeniyle bunun dışında markayı oluşturan ibare ve şekillerin bir kısmının çıkarılmasının kabil olmadığı, marka başvurusuna konu işareti oluşturan unsurların bir kısmının tescil engeli oluşturması durumunda markanın tamamının hükümsüz kılınacağı, aynı ilkenin KHK.’nin 53. maddesine göre YİDK kararları için de geçerli olduğu, KHK.’nin 10. maddesine göre bir markanın koruma süresinin 10 yıl olduğu, bunun dışında markayı oluşturan unsurlardan birinin geçerlik süresinin belirli bir tarihe kadar olmasının istenemeyeceği, KHK.’nin 5/son fıkrasına 5194 sayılı yasa ile eklenen cümle ile mal sahibine inhisari hak sağlamayan unsurların tescil belgesi üzerinde açıkça belirtileceği belirtilmişse de, bu hükmün bir markanın mal veya ambalajı ile tescili halinde, tescilin mal ve ambalaj için inhisari bir hak sağlamayacağı hususuna ilişkin olup, bunun dışında yardımcı unsurlar için böyle bir kayıt konulmasının da olanaksız olduğu, sonuç olarak başvurunun KHK.’nin 7/1-h bendi uyarınca reddi gerektiğinden sonucu itibarıyla YİDK kararı yerinde görüldüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.00.-YTL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Article Categories:
Genel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir