Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Mar 15, 2018
65 Views

Kira Alacağı, İcra İnkar Tazminatı

Written by

YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ
İCRA İNKAR TAZMİNATI • KİRA BORCU
ÖZET: Takip konusu kira alacağı kira sözleşmesinde açıkça yazılı olup, davalı borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumdadır. O
halde icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. Y. 6 HD. E. 2015/11315, K. 2016/7530, T. 14.12.2016
Dava, kiralayan tarafından kiracı aleyhine ödenmeyen kira paralarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, Bakırköy 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/17826 Esas sayılı dosyasındaki takibin 24.174 TL asıl alacak, 5.167,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.336,31 TL üzerinden devamına, yasal koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik
bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin icra tazminatı isteminin reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Icra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. icra tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda
ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut olayda: Davacı vekili, 05.05.1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak Bakırköy 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/17826 esas sayılı dosyasına kira alacağı ve işlemiş faiz toplamı 54.522,91 TL alacağın tahsili isteminde bulunmuştur. Takip konusu kira alacağı kira sözleşmesinde açıkça yazılı olup davalı borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumdadır. Bu durumda alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü ile kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden davacı yararına icra tazminatı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacı tarafın icra tazminatı isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK’un 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Article Categories:
Genel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir