Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Ara 25, 2018
55 Views

Eser Sözleşmesinin Feshi, İskan Cezai Şartı

Written by

YARGITAY

15.Hukuk Dairesi
Esas: 1999/1658
Karar: 1999/2437
Karar Tarihi: 10.06.1999
FESHİN İPTALİ DAVASI – MAHVA NEDEN OLACAK SÖZLEŞME HÜKMÜNÜN BATIL OLDUĞU – DAVADAN SONRA İNŞAATIN YÜZDE DOKSAN ÜZERİNDE BİR SEVİYEYE GETİRİLMESİ HALİNDE GERİYE ETKİLİ FESHE KARAR VERİLEMEYECEĞİNİN GÖZETİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Dokuz aylık ek süre sonunda inşaatın genel iskanı alınmış vaziyette ikmal edilmemesi halinde, yaptığı tüm işlemlerden dolayı yüklenicinin herhangi bir hak talep edemeyeceği hakkındaki sözleşme hükmü genel ahlaka aykırı olduğu için batıldır. Ayrıca davadan sonra inşaatın yüzde doksan üzerinde bir seviyeye getirilmesi halinde geriye etkili biçimde feshe karar verilmeyeceğinin gözetilmesi gerekir.

(818 S. K. m. 20, 161, 355) (6762 S. K. m. 24)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tekiki davalı Halil tarafından istenmiş olmakla temyiz dilekeçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile davalı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştır. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Düzenleme şeklindeki Tadil Sözleşmesinin 4. maddesi; dokuz aylık ek süre sonunda inşaatın genel iskanı alınmış vaziyette ikmal edilmemesi halinde, yaptığı tüm işlemlerden dolayı yüklenicinin herhangi bir hak talep edemeyeceğini öngörmüştür. Kararlaştırılan ceza, yüklenicinin mahvına neden olacak şiddete olup, Hukuk Genel Kurul ile Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, sözleşmenin cezayı içeren bu hükmü BK.nın 20. maddesinin birinci fıkrasına gösterilen genel ahlaka aykırı ve dolayısıyla aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca batıldır. Haliyle, somut olayda, BK.nın 161/son ve TTK.nun 24. maddelerinin uygulama olanağı yoktur.

3- Kat karşılığı inşaat sözleşmesi, arsa payının devrini içermesi nedeniyle, karşı tarafın kabulü yoksa, tek taraflı fesh edilemez, feshe hakim karar verir.

Davadan önce yaptırılan delil tespitine göre, inşaatın %73 seviyesinde olduğu saptanmıştır ve bu tespite dayanılarak, eldeki fesih davası açılmıştır. Her dava, kural olarak, açldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Ne var ki, delil tespitini takiben ihtiyati tedbir kararı alınmadığı ve dava dilekçesi de böyle bir talebi içermediği için yüklenici devam etmek suretiyle inşaatı %92 seviyesine getirmiş ve bu husus, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Yine Dairemizin uygulamasına göre, davadan sonra inşaatın % 90’ının üzerinde bir seviyeye getirilmesi halinde, artık, geriye etkili biçimde feshe (dönme) karar verilemez. Bu fesih, ileriye etkili olmalıdır. Mahkemece her ne kadar, ileriye ve geriye etkili olmaması koşuluyla sözleşme feshedilmiş ise de bila bedel feshe karar verilmiş olmakla, geriye etkili feshe hükmedilmiş demektir.

Bu durumda, ileriye etkili feshe karar verilmesiye yetinilmesi gerekirken, yüklenicinin mahvına sebep olacak ve geriye etkili sonuç doğuracak biçimde feshe hükmedilmesi doğru olmamış; kararın, açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın (2.) ve (3.) bendlerde açıklanan nedenlerle davalı yüklenici yararına (BOZULMASINA), yüklenicinin diğer temyiz itirazlarının ise (1.) bend uyarınca reddine, kendisini duruşmada vekille temsil ettirmeyen davalı lehine avukatlık ücreti takdir ve tayinine yer olmadığına ve istek halinde ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davalıya geri verilmesine, 10.6.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri, marka ve patent ceza hukuku, telif hakları, tüketici hukuku ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır. İstanbul’daki şubemizin yanında ülkenin her yerinde davalarımız ve iş birliği yaptığımız avukatlarımız mevcuttur.

Article Categories:
Blog · Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir