Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Oca 23, 2020
66 Views

BİM v BİMSA: Bir arada Var Olma Savunması

Written by
banner

YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/2698
K. 2019/4227
T. 10.6.2019
• KURUM KARARININ İPTALİ İSTEMİ ( Davalı Şirketin Başvuru Markasının Aynı Mal ve Hizmetler Yönünden Davacı Markalarındaki “BİM” İbaresini Aynı Harf Sırasıyla İçerecek Şekilde Kapsadığı – Ortalama Düzeydeki Tüketici Kitlesince Dava Konusu Başvuru Markası “BİM – SA” Olarak Okunup Algılanacağından Başvuru Markası İle Davacı Markaları Arasında Yüksek Düzeyde Benzerliğin Bulunduğu/Davanın Kabulü Gerektiği )
• BAŞVURU MARKASI ( “BİM – SA” Olarak Okunup Algılanacağından Başvuru Markası İle Davacı Markaları Arasında Yüksek Düzeyde Benzerliğin Bulunduğu/Davanın Kabulü Gerektiği – Kurum Kararının İptali İstemi )
• UZUN YILLAR KULLANIMA SESSİZ KALMA ( Bölge Adliye Mahkemesince Davalı Şirketçe “BİMSA” İbaresinin Uzun Yıllardan Bu Yana Kullanımına Davacının Sessiz Kaldığından Bahisle “BİMSA” İbaresinin Davalı Şirket Adına Tescili Gerektiği Belirtilmişse de Davalı Şirketçe “BİMSA” İbaresinin Kullanımına Sessiz Kalmasının Dava Konusu “BİMSA” İbaresinin Marka Olarak Tesciline Haklılık Vermeyeceği/Davanın Reddine Karar Verilmesinin Doğru Olmadığı )
KHK-556/m.4,5,8/3-5
ÖZET : Dava, davalı kurum kararının iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davalı şirketin 2014/78729 Sayılı “BİMSA” ibareli başvuru markası ile davacının “BİM” ibareli markalarının kapsamında olan 9, 35 ve 42. sınıf mal ve hizmetler yönünden “BİMSA” ve “BİM” ibareleri arasında benzerliğin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir. Ancak davalı şirketin başvuru markasının, aynı mal ve hizmetler yönünden, davacı markalarındaki “BİM” ibaresini aynı harf sırasıyla içerecek şekilde kapsadığı, ortalama düzeydeki tüketici kitlesince dava konusu başvuru markası “BİM – SA” olarak okunup algılanacağından başvuru markası ile davacı markaları arasında yüksek düzeyde benzerliğin bulunduğu göz önüne alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketçe “BİMSA” ibaresinin uzun yıllardan bu yana kullanımına davacının sessiz kaldığından bahisle “BİMSA” ibaresinin davalı şirket adına tescili gerektiği belirtilmişse de davalı şirketçe “BİMSA” ibaresinin kullanımına sessiz kalmasının, dava konusu “BİMSA” ibaresinin marka olarak tesciline haklılık vermeyeceğinin kabulü gerekirken mahkemece hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/04/2017 tarih ve 2016/205 E- 2017/167 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 05/04/2018 tarih ve 2017/1534 E- 2018/385 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin “BİM” esas ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “BİMSA” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2014/78729 Sayılı başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın YİDK’nın 2016-M-78729 Sayılı kararıyla reddedildiğini, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ve başvurunun bu markalarla karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer olduğunu, müvekkili şirketin 556 Sayılı KHK’nın 8/3 ve 8/5 maddeleri kapsamında hak sahibi olduğunu, “BİM” ibaresinin müvekkil şirketin aynı zamanda ticaret unvanı olduğunu ileri sürerek, davalı YİDK’nın 2016-M-78729 Sayılı kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer başvuru markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.

Davalı kurum vekili, başvuru markası ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığını, karıştırılma ihtimalinden de söz edilemeyeceğini, 556 Sayılı KHK’nın 8/3, 4 ve 5 maddesindeki koşulların mevcut olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı şirket vekili; müvekkilinin Türkiye’nin en büyük topluluklarından biri olan Sabancı Topluluğu’na bağlı şirketleri temsil eden ana şirket olduğunu, müvekkilinin 1967 senesinden bu yana Sabancı isminin ilk hecesi olan “SA” ekli şirket isimleri ve markaları ile tanındığını, “SA” ekli markaların hangi mal/hizmet grubunda olduğu fark etmeksizin müvekkili şirket ile özdeşleştirildiği, müvekkilinin iştiraklerinden biri olan Bimsa Uluslararası İş ve Bilgi Yönetimi Sistemleri A.Ş.’nin, bilişim alanında Türkiye’nin öncü ve en bilinen kuruluşları arasında yer aldığını, dava konusu 2014/78729 Sayılı “BİMSA” ibareli markanın da bu şirket tarafından bilişim sektöründe kullanıldığını, uzun yıllardır “BİMSA”ibaresinin ticaret unvanı içerisinde markasal olarak, bilişim sektöründe kullanıldığını, başvuru markası ile davacının itirazına gerekçe markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacının müvekkilinin markasından haberdar olduğunu, markaların uzun süreden bu yana karıştırılmadan kullanıldığından bu aşamada hükümsüzlüğünün talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; somut uyuşmazlıkta itiraza mesnet markaların başlangıçtan itibaren veya kullanımla sonradan kazanılmış yüksek bir ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, başvuruda yer alan ilavelerin, çekişmeli mal ve hizmetlerin ortalama tüketicileri bakımından yeterli farklılık içerdiği, ortalama tüketiciler nezdinde başvuru markası ile itiraza mesnet markaları taşıyan mal ve hizmetleri farklı işletmelerden geldiğinin anlaşılabileceği, bağlantı kurulma ihtimalinin bulunmadığı, markaların karıştırılma riskinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, davalı şirketçe 2004 yılından beri bilişim ve teknoloji alanında etkin bir şekilde kullanılan ve tüketicilerin zihninde belli bir yer edinmiş bulunan “BİMSA” ibaresinin, davacı markaları ile eş zamanlı ve uzun yıllar boyunca bu şekilde birlikte kullanımının iltibas tehlikesi oluşturmadığı, işbu davanın konusunu oluşturan marka tescil başvurusunda bulunulmasıyla, üstelik de davalı şirket tarafından, davacının markalarının bilinilirliğinin olduğu 35/6. sınıf mağazacılık hizmetleri dışında kalan emtialarda başvuruda bulunulduğu, 9 ve 42. sınıf mal ve hizmetlerden yararlanan tüketicilerin de bilinç düzeylerinin yüksek olduğu, mahkemece tarafların markaları arasında 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığının kabulünde bir isabetsizliğin bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir

1- ) Dava, davalı kurum kararının iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davalı şirketin 2014/78729 Sayılı “BİMSA” ibareli başvuru markası ile davacının “BİM” ibareli markalarının kapsamında olan 9, 35 ve 42. sınıf mal ve hizmetler yönünden “BİMSA” ve “BİM” ibareleri arasında benzerliğin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir. Ancak davalı şirketin başvuru markasının, aynı mal ve hizmetler yönünden, davacı markalarındaki “BİM” ibaresini aynı harf sırasıyla içerecek şekilde kapsadığı, ortalama düzeydeki tüketici kitlesince dava konusu başvuru markası “BİM – SA” olarak okunup algılanacağından başvuru markası ile davacı markaları arasında yüksek düzeyde benzerliğin bulunduğu göz önüne alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

2- ) Ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketçe “BİMSA” ibaresinin uzun yıllardan bu yana kullanımına davacının sessiz kaldığından bahisle “BİMSA” ibaresinin davalı şirket adına tescili gerektiği belirtilmişse de davalı şirketçe “BİMSA” ibaresinin kullanımına sessiz kalmasının, dava konusu “BİMSA” ibaresinin marka olarak tesciline haklılık vermeyeceğinin kabulü gerekirken mahkemece hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarda ( 1 ) ve ( 2 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Article Categories:
Marka

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir