Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Mar 19, 2020
48 Views

Sessiz Kalma, 5 Yıllık Süre

Written by
banner

YARGITAY 11. H.D. E. 2018/3792 K. 2019/5561

Dairemiz’in 21/12/2017 tarih 2016/6803-2017/7532 Sayılı kararında da belirtildiği üzere, “uzun süreli sessiz kalma suretiyle hak kaybı müessesi” TTK’de düzenlenmemiş olup bu uygulamanın yasal dayanağı TMK’nın 2. maddesidir.

Buna göre, bir hak ihlali karşısında, hak sahibinin bu ihlali bildiği veya bilebilecek durumda olduğu halde bu hususta karşı tarafta dava açılmayacağı yolunda güven oluşturulduktan sonra, oluşturulan bu güvene aykırı olarak, ihlal konusu hakka önemli yatırım yapan kişilere karşı ihlali sona erdirmek amacıyla dava açılması çelişkili davranış yasağı teşkil edecek olup, böyle bir davranış MK 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olacak ve bu davranış hukuk tarafından himaye edilmeyecektir.

Bu sürenin belirlenmesinde de esas alınacak olan dürüstlük kuralıdır. Bununla birlikte bu süre Dairemiz uygulamalarında Dairemiz’in 18.12.2013 tarih 2012/17220 -2013/23188, 04.11.2013 tarih 2012/5906 -2013/19523, 28/11/2018 tarih 2017/1405 – 2018/7443 Sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, kural olarak beş yıl olarak kabul edilmektedir.


Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların iştigal alanlarının benzer olduğu, ticaret unvanının esas unsurları olan “AKIL İŞİ” ile “AKIL İŞLERİ” ibarelerinin benzer olduğu, davanın ticaret unvanının tescilinden yaklaşık 4 yıl sonra açıldığı, davacı şirket temsilcisinin asıl davadan tefrik edilen İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sinaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/38 Sayılı dosyasına istinaden talimat yolu ile alınan ifadesinde 2008 yılı civarında davalı şirketten haberdar olduklarını beyan ettiği, bu beyan, davalı tarafça davacıya gönderilen Bakırköy 1. Noterliği’nin 26.04.2011 tarihli ihtarname, davalının medyaya yansıyan işleri bir bütün olarak dikkate alındığında davanın makul sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, ticaret unvanına vaki tecavüzün terkini ve önlenmesi istemlerine ilişkindir.

Dairemiz’in 21/12/2017 tarih 2016/6803-2017/7532 Sayılı kararında da belirtildiği üzere, “uzun süreli sessiz kalma suretiyle hak kaybı müessesi” TTK’da düzenlenmemiş olup bu uygulamanın yasal dayanağı TMK’nin 2. maddesidir. Buna göre, bir hak ihlali karşısında, hak sahibinin bu ihlali bildiği veya bilebilecek durumda olduğu halde bu hususta karşı tarafta dava açılmayacağı yolunda güven oluşturulduktan sonra, oluşturulan bu güvene aykırı olarak, ihlal konusu hakka önemli yatırım yapan kişilere karşı ihlali sona erdirmek amacıyla dava açılması çelişkili davranış yasağı teşkil edecek olup, böyle bir davranış MK 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olacak ve bu davranış hukuk tarafından himaye edilmeyecektir. Bu sürenin belirlenmesinde de esas alınacak olan dürüstlük kuralıdır. Bununla birlikte bu süre Dairemiz uygulamalarında Dairemiz’in 18.12.2013 tarih 2012/17220 -2013/23188, 04.11.2013 tarih 2012/5906 -2013/19523, 28/11/2018 tarih 2017/1405 – 2018/7443 Sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, kural olarak beş yıl olarak kabul edilmektedir.

Somut olayda, davacı şirketin ticaret siciline tescil tarihinin 26.12.2006, davalı şirketin ticaret siciline tescil tarihinin ise 21.07.2009 tarihi olduğu, unvan terkini istemiyle açılan işbu davanın 02.08.2013 tarihinde açıldığı, öncelik hakkına sahip olduğu anlaşılan davacı yönünden, davalı şirketin ticaret siciline tescil tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık sessiz kalma yoluyla hak kaybı süresi dolmamış olduğu halde, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.


Sessiz Kalma Yoluyla Hak Kaybı 456

Sessiz Kalma, Markanın Piyasada Kullanılması Şartı

MESA Kararı; Sessiz Kalma Yoluyla Hak Kaybı

Markanın Gençleştirilmesi Kavramı, Versiyon Markalar Açısından Sessiz Kalma

Marka Sessiz Kalma Şartları

Article Categories:
Marka

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir