Bir markayı geçmişte adi ortaklık kapsamında tescilsiz olarak kullanan kimseler marka üzerinde müşterek hak sahibi kabul edilmektedir. Adi ortaklık tasfiye edilirken markanın durumu hakkında bir neticeye varılmamışsa adi ortakların ikisinin de markayı kullanma hakkı doğmaktadır.
Ortaklardan birisinin ölümü durumunda markanın mirasçılarına kalma durumu yaşanmaktadır. Miras alınan markayı mirasçının tescil ettirip diğer ortağa karşı tecavüz davası açması halinde önceden yaşanan ortaklık savunması yapılması durumunda marka üzerindeki müşterek hak sahipliği nedeniyle davanın reddi gündeme gelmektedir. Bu şekilde verilen kararlar Yargıtay 11. HD tarafından onanmıştır(Yargıtay 11. HD 2013/433-2013/20297, Yargıtay 11. HD 2006/14541-2008/6537).
Miras nedeniyle müşterek hak sahipliği ve geçmişteki ortak kullanım nedeniyle ortaklardan birisinin yaptığı tescil aleyhine diğer müşterek hak sahipleri tarafından hükümsüzlük davası açılabilmekte ve tescilin kötü niyetli olmasından dolayı sessiz kalma yoluyla hak kaybı da söz konusu olmamaktadır(Yargıtay 11. HD 2008/7209-2010/3394 İskender v Aleksander’s Kebap kararı).
Geçmişteki Ortaklık Nedeniyle Marka Üzerindeki Müşterek Hak Sahipliği
