May 7, 2021
482 Views

Sosyal Medyada Paylaşılan Fotoğrafın İşten Çıkarma Nedeni Olması 35488

Written by

Somut olayda başvurucunun ifade özgürlüğü ile işverene karşı sadakat yükümlülüğü arasında adil bir denge kurulabilmesi için öncelikle olgusal bir durum ifade eden söz konusu fotoğrafın kim tarafından, kimlerle ve hangi şartlarda paylaşıldığının irdelenmesi gerekir. Başvurucu, işveren Bankada müfettiş olarak görev yapmakta olup başvuruya konu fotoğrafı sadece aynı Bankada kendisi gibi müfettiş olan belirli sayıda arkadaşının bulunduğu WhatsApp grubunda paylaşmıştır.

Başvurucunun kullandığı ifadelere onun verdiği anlamın ötesinde bir anlam yüklenmemelidir (benzer değerlendirmeler içeren birçok karar arasından bkz. Ergün Poyraz (2) [GK], B. No: 2013/8503, 27/10/2015, § 72; Tansel Çölaşan, § 69; Emin Aydın (2), B. No: 2013/3178, 25/6/2015, § 50). Somut olayda ise kişilerin aynı Bankada ve aynı görevde bulunan ve birbirleriyle belirli derecede güven ilişkisi içinde olan çalışma arkadaşlarının kurdukları çeşitli iletişim gruplarında kullandıkları ifade yöntemlerine aşırı bir anlam yüklenmiştir. Söz konusu paylaşımın üçüncü kişilerle paylaşılmaması, kurum dışına çıkartılmaması ve herhangi bir tehlikeliliğinin ortaya çıkmaması karşısında derece mahkemelerinin başvuruya konu paylaşımın kurum dışına sızması hâlinde büyük zararlar doğacağı varsayımlarının kabul edilmesi için daha fazla olgusal veriye ve değerlendirmeye ihtiyaç vardır.


VOLKAN ÇAKIR BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2017/35488) Karar Tarihi: 7/4/2021

Somut olayda başvurucunun bir arkadaşı tarafından kendisine gönderilen ve genel müdürün odasının önündeki boş kutuları gösteren bir fotoğrafı kendisi gibi müfettiş arkadaşlarının dâhil olduğu WhatsApp grubunda paylaşması nedeniyle iş akdi feshedilmiştir. Başvurucu dava açarak bu fesih işleminin geçersiz olduğunu ileri sürmüş ancak Daire “halka açık bir şekilde bankacılık faaliyetinde bulunan, borsada hisse senetleri işlem gören” Bankanın “genel müdürünün görevden alındığı izlenimini verecek nitelikteki” söz konusu paylaşımın “iş yerine ait bir sırrın ifşası niteliği taşıdığını” ve başvurucunun bu eyleminin “işçi-işveren arasındaki güven ilişkisini ortadan kaldırır nitelikte” olduğunu değerlendirmiştir. Daire, fotoğrafın kurum dışına sızması veya basına yansıması hâlinde doğuracağı sakıncaları gözetmiş ve başvurucunun iş akdinin feshedilmesinin geçerli neden olarak kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir (bkz. §§ 13,14).

Bir iş yerinde çalışanların gizli kalması gereken bazı bilgi ve belgeleri işyeri dışına çıkartmaları veya buna yol açmaya elverişli faaliyetlere girişmeleri iş sözleşmesine ve sadakat yükümlülüğüne aykırı bir davranış olarak kabul edilebilir. Bu durum söz konusu faaliyetleri gerçekleştiren kişilerin iş akdinin feshine de yol açabilir. Nitekim Daire kararı incelendiğinde başvuruya konu paylaşımın kurum dışına sızması veya basına yansıması hâlinde doğuracağı sakıncalar çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığı görülmektedir (bkz. § 13). O hâlde mevcut başvuruda başvurucunun iş akdinin feshedilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine ilişkin şikâyeti incelenirken yukarıda belirtilen ilkeler ışığında (bkz. § 34) Dairenin bozma ilamında yer alan gerekçeler değerlendirilmelidir.

 Somut olayda başvurucunun ifade özgürlüğü ile işverene karşı sadakat yükümlülüğü arasında adil bir denge kurulabilmesi için öncelikle olgusal bir durum ifade eden söz konusu fotoğrafın kim tarafından, kimlerle ve hangi şartlarda paylaşıldığının irdelenmesi gerekir. Başvurucu, işveren Bankada müfettiş olarak görev yapmakta olup başvuruya konu fotoğrafı sadece aynı Bankada kendisi gibi müfettiş olan belirli sayıda arkadaşının bulunduğu WhatsApp grubunda paylaşmıştır. Üstelik başvurucunun iddiasına göre grup üyelerinden biri de başvurucu hakkında soruşturma açmaya yetkili kişilerden olan teftiş kurulu başkan yardımcısıdır. Bu çerçevede söz konusu paylaşımın kişilerin güvendikleri insanlarla kurdukları kapalı bir grupta yapıldığı anlaşılmakta olup başvurucunun söz konusu paylaşımı yapmakta kötü niyetinin bulunduğunu veya işverene zarar verme amacının bulunduğunu söylemek mümkün görünmemektedir.

Eldeki başvuruda değerlendirilmesi gereken bir diğer husus ise başvurucunun söz konusu paylaşımının işveren üzerindeki etkileridir. Daire kararında başvurucunun söz konusu paylaşımın, yapıldığı ortamın kendine has özellikleri veya daha geniş bir ifadeyle başvuruya konu fotoğrafın paylaşılma şartlarının olayın bütünselliği içinde yeri değerlendirilmeksizin fotoğrafın kurum dışına sızması hâlinde “genel müdürünün görevden alındığı izlenimini verecek” bir etkisinin olduğu ve bunun ekonomik sakıncalara yol açabileceği kabul edilmiştir. Bununla birlikte Dairenin böyle bir sonuca varması, ancak başvurucunun söz konusu fotoğraf paylaşımına onun verdiği anlamın ötesinde anlamlar yüklemesi ile mümkün olmuştur. Başvurucunun kullandığı ifadelere onun verdiği anlamın ötesinde bir anlam yüklenmemelidir (benzer değerlendirmeler içeren birçok karar arasından bkz. Ergün Poyraz (2) [GK], B. No: 2013/8503, 27/10/2015, § 72; Tansel Çölaşan, § 69; Emin Aydın (2), B. No: 2013/3178, 25/6/2015, § 50). Somut olayda ise kişilerin aynı Bankada ve aynı görevde bulunan ve birbirleriyle belirli derecede güven ilişkisi içinde olan çalışma arkadaşlarının kurdukları çeşitli iletişim gruplarında kullandıkları ifade yöntemlerine aşırı bir anlam yüklenmiştir. Söz konusu paylaşımın üçüncü kişilerle paylaşılmaması, kurum dışına çıkartılmaması ve herhangi bir tehlikeliliğinin ortaya çıkmaması karşısında derece mahkemelerinin başvuruya konu paylaşımın kurum dışına sızması hâlinde büyük zararlar doğacağı varsayımlarının kabul edilmesi için daha fazla olgusal veriye ve değerlendirmeye ihtiyaç vardır.

Böylelikle somut olayda Daire; başvurucunun ifadelerinin işverenine karşı sadakat yükümlülüğüne hangi yönlerden aykırılık oluşturduğu ve söz konusu son derece ağır tedbire zorunlu ve en son çare olarak (bkz. § 32) başvurulup başvurulmadığı hususlarında yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde yeterli bir değerlendirme yapmaksızın başvurucunun iş akdinin feshinin geçerli bir nedene dayandığına karar vermiş, başvurucunun ifade özgürlüğü ile işverene karşı sadakat yükümlülüğü arasında bir denge kurmaya çalışmamıştır. Bu sebeple Dairenin başvurucunun iş akdinin feshinin geçerli bir nedene dayandığına ilişkin ileri sürdüğü gerekçeler, başvurucunun ifade özgürlüğü hakkına yapılan müdahale için ilgili ve yeterli olarak kabul edilemez.

Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Sosyal Medyadan Hakaret; Instagram, Facebook

Sosyal Medya, Özel Hayatın Gizliliği

https://www.hurriyet.com.tr/aile/tum-calisanlari-ilgilendiriyor-sosyal-medya-paylasimlari-isten-atilma-sebebi-olabilir-mi-41752163


sosyal medya işten çıkarma sosyal medya işten çıkarma sosyal medya dava sosyal medya dava internet sosyal medya internet sosyal medya whatsup işten çıkarma whatsup işten çıkarma whatsup resim çıkarma whatsup resim çıkarma  facebook resim işten atılma facebook resim işten atılma işe aide işe aide iş hukuku avukat iş hukuku avukat  iş hukuku ankara avukat iş hukuku ankara avukat iş hukuku ankara dava iş hukuku ankara dava  ihbar tazminatı ankara avukat ihbar tazminatı ankara avukat  kıdem tazminatı ankara avukat kıdem tazminatı ankara avukat

Article Categories:
Anayasa Mahkemesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir