Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Haz 28, 2021
548 Views

Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin Asli Görevli Olması 2208

Written by

Maddi tazminata dair istemler Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında, manevi tazminata dair istemler ise genel hükümler çerçevesinde incelenmelidir. Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl olup özel bir kanun hükmü ile hangi mahkemede görüleceği açıkça belirtilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemelerinde görülür. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2/1. maddesi uyarınca, kişi varlığına dair davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Manevi tazminat istemi, kişi varlığı haklarına dair olup, davanın bu niteliğine göre davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan, mahkemece, manevi tazminat talebi yönünden dosyanın tefrik edilerek görevsizlik kararı ile asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekirken, manevi tazminat istemine dair talep hakkında görevsizlik kararı verilmeyip işin esasına girilerek “davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi” yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.


YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ E. 2017/2208 K. 2018/5805 T. 20.9.2018

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, üst kat komşusu olan davalının banyosundan pis su sızması sebebiyle mağduriyet yaşadığını, mahkemenin dosyası ile tespit yapıldığını, ancak davalının davacıya verdiği zararı karşılamadığını, tamir de yaptırmadığını, müvekkili davacının 77 yaşında yaşlı ve yalnız yaşayan bir kadın olduğunu, evinde meydana gelen bu olumsuz durumun elem ve üzüntü yarattığını, her gün pis su temizlemekten ve evin kokması yüzünden uyuyamadığını, yemek yiyemediğini güçsüz kalarak hasta olduğunu, davalının meydana getirdiği zarar ve bu zararı giderme konusundaki tutumu ile davacının sağlıklı yaşama hakkının ihlal edildiğini beyan ederek; müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararın karşılanması için fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla 2.000,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve tespit dosyası gideri olan 662,90-TL’nin tespit tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece; bilirkişi ek raporunda davacı tarafın 150,00 TL maliyetle maddi zararını giderilebileceğin tespit edildiği, manevi tazminat yönünden ise davalı tarafın tespit yapılıp dava açıldıktan sonra ilgili eksiklikleri giderdiği, zamanında gidermeme sebebiyle manevi anlamda yıpratıcı bir duruma sebebiyet verdiği ancak sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabul, kısmen reddine, maddi tazminat yönünden 150,00 TL’nin kabulüne, 1.850,00 TL’nin reddine; manevi tazminat yönünden 500,00 TL’nin kabulüne, 2.500,00 TL’nin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, üst kattan bağımsız bölüme su sızması sebebiyle oluşan maddi ve manevi zararın olay tarihinden itibaren tazmini ile tespit dosyası giderlerinin tespit tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili  istemine ilişkindir.

Buna göre;

1- )Manevi tazminat davası yönünden;

Maddi tazminata dair istemler Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında, manevi tazminata dair istemler ise genel hükümler çerçevesinde incelenmelidir. Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl olup özel bir kanun hükmü ile hangi mahkemede görüleceği açıkça belirtilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemelerinde görülür. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2/1. maddesi uyarınca, kişi varlığına dair davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Manevi tazminat istemi, kişi varlığı haklarına dair olup, davanın bu niteliğine göre davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan, mahkemece, manevi tazminat talebi yönünden dosyanın tefrik edilerek görevsizlik kararı ile asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekirken, manevi tazminat istemine dair talep hakkında görevsizlik kararı verilmeyip işin esasına girilerek “davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi” yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

2- ) Maddi tazminat davası ve tespit dosyası giderleri yönünden;

Davacının Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine dayanarak dava açtığı anlaşılmakla, 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun Ek 1. maddesindeki, “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” hükmü uyarınca maddi tazminata dair davalarda görevli mahkeme sulh hukuk mahkemeleridir. Buna göre, tarafların talepleri tek tek tespit edildikten ve tüm delilleri toplandıktan sonra, oluşacak sonuca göre hüküm kurulmaması; öte yandan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesindeki; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne uygun olarak, hüküm fıkrasının tarafların taleplerini karşılayacak şekilde açık ve maddeler halinde infazda tereddüt yaratmayacak şekilde oluşturulması gerekirken, anılan kanun hükmüne aykırı olacak şekilde, tespit dosyası giderleri yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmayarak, eksik ve yetersiz inceleme ile sadece maddi tazminat istemi yönünden “kısmen kabul ve kısmen ret” yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.


hmk görev hmk görev asliye hukuk mahkemesi görev asliye hukuk mahkemesi görev görevli mahkeme görevli mahkeme görev dava görev dava kat mülkiyeti aidat borcu kat mülkiyeti aidat borcu eser mali hak manevi hak eser mali hak manevi hak

Article Categories:
HMK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir