Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Eyl 23, 2021
575 Views

Değer Kaybında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısına Başvuru 4699

Written by

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 Sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi getirilmiştir.

Davacı vekilince sigorta şirketine tazminatın ödenmesi amacıyla başvurulmuş, sigorta şirketi tarafından yazı ile davacıya evrakların tamamlanması bildirilmiştir. Eksik olduğu bildirilen maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında KTK’nın 97. maddesinde öngörülen 15 günlük cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağından başvurunun sonuçsuz kaldığının ve başvuru koşulunun yerine getirildiğinin kabulü gerekir.


İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ E. 2018/4699 K. 2021/191 T. 9.2.2021

Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.

Dosya kapsamından, 31/01/2016 tarihinde davalının aracının  diğer araca çarpması sonucu çarpılan araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, çarpan aracın davalı  şirkete kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğu, davacının bu yaralanması nedeniyle geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile geçici bakıcı gideri talep ettiği anlaşılmaktadır.

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 Sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi getirilmiştir.

Davacı vekilince sigorta şirketine 30/03/2016 tarihli dilekçesi ile tazminatın ödenmesi amacıyla başvurulmuş, sigorta şirketi tarafından 15/04/2016 tarihli yazı ile davacıya ( heyet raporu, mahkeme kararı, savcılık dosyası ) açısından evrakların tamamlanması bildirilmiştir. Eksik olduğu bildirilen maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında KTK’nın 97. maddesinde öngörülen 15 günlük cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağından başvurunun sonuçsuz kaldığının ve başvuru koşulunun yerine getirildiğinin kabulü gerekir.

Bu bağlamda davacının dava tarihinden evvel başvuru koşulunu yerine getirdiği anlaşıldığından dava ve ıslah tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak alınması gerektiğine; Yine hükmedilen geçici ve bakıcı ve geçici iş göremezlik tazminat hesaplanmasında bilinmeyen dönem bulunmadığından başka bir ifadeyle yaşam tablosu uygulamayacağından PMF yaşam tablosu uygulanması gerektiğine; Davacının belirlenen ücretine ve geçici işgöremezlik süresine göre hesaplama yapılmış olmasına göre hesaplama yöntemine; Bedel arttırım dilekçesinde “davacının geçici iş göremezlik alacağı; 3.902,97 TL, bakıcı gideri alacağı 4.941,00TL olmak üzere toplam 8.843,97 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsili talep edilmiş olmakla, bedel arttırım dilekçesi ve içeriği ile değerlendirildiğinde, dilekçesinin açık olmadığına ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 07/02/2018 tarih, 2015/7503 E. ve 2018/943 K. sayılı kararında “25.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 Sayılı Kanun’un 59. maddesiyle değişik 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinin açık lafzından da anlaşıldığı üzere, yapılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak, hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından karşılanmaya devam edecektir.” yönünde karar vermiştir ( Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararı ). Aktarılan emsal Yargıtay ilamında da açıklandığı üzere 2918 Sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden Sigorta Şirketlerinin sorumlulukları devam edeceğinden, bakıcı giderine ve ayrıca geçici iş göremezlik tazminatının poliçe limiti kapsamı dışında olduğuna yönelik istinaf talebi yerinde değildir.

Dava dilekçesinde HMK’nın 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak tazminat talep etmiş, zararını gelişen durum nedeniyle bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak öğrenmiştir. Belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 Sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK’nın 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemez ( Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarih, 2016/20495 E.ve 2019/7842 K.sayılı kararı ).Somut olayda; davacının uğradığı cismani zarar nedeniyle geçici işgöremezlik dönemi için yaralanmasının niteliği gereği bakıcıya ihtiyaç duyup duymayacağı konusunda İstanbul ATK 3.İhtisas Kurulundan ek rapor alınması, bakıcı ihtiyacı tespitinin yapılması halinde, aktüerya uzmanından ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle geçici bakıcı ihtiyacı konusunda değerlendirme içermeyen maluliyet raporunda belirlenen 3 ay olan iyileşme süresinin tamamı için hesaplanan geçici bakıcı giderine hükmedilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur ( Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15/10/2018 tarih, 2015/17264 E.ve 2018/9039 K.sayılı kararı ).

Mahkemece, olay nedeniyle SGK tarafından davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmadan karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Davalının bu hususa değinen istinaf talepleri yerindedir.

Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

https://www.hurriyet.com.tr/egitim/deger-kaybi-davasi-nedir-ne-zaman-ve-nasil-acilir-arac-deger-kaybi-davasi-sartlari-ve-suresi-41907279

Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının Kaza Yapılan Araçtaki Değer Kaybından Sorumluluğu 7975


değer kaybı ankara avukat değer kaybı ankara avukat kaza ankara avukat kaza ankara avukat kaza ankara dava kaza ankara dava trafik ankara dava trafik ankara dava trafik kazası ankara avukat trafik kazası ankara avukat  trafik kazası ankara dava trafik kazası ankara dava trafik kazası ankara sigorta dava trafik kazası ankara sigorta dava trafik kazası sigorta dava trafik kazası sigorta dava

Article Categories:
Genel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir