Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Nis 28, 2022
406 Views

Başvuru Aşamasındaki Marka için Hükümsüzlük Davası

Written by
banner

Hükümsüzlük talebi yönünden, dava tarihi itibariyle dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olsa da yargılama sırasında tescil edildiğinden inceleme yapılmasının gerekir…


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2020/945 K. 2020/4977 T. 11.11.2020

Davacı vekili, davalı gerçek kişinin 2014/45151 Sayılı “EMİN DİŞÇİ” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkil şirketin adına tescilli “EMİN” ibareli markalarına dayalı olarak bu başvuruya yaptığı itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak derecede benzerlik bulunduğunu, müvekkili markalarının asli unsurunu oluşturan “EMİN” ibaresinin, dava konusu başvuruda aynen ve ilk kelime olacak şekilde yer aldığını, bu durumun markaları genel izlenim yönünden benzer hale getirdiğini ileri sürerek, TPMK YİDK’nın 12.09.2015 tarihli ve 2015/M-8946 Sayılı kararının iptaline, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; iptali istenen YİDK kararının davacı şirkete 12.09.2015 tarihinde elektronik posta ile tebliğ edildiği, davanın ise 2 aylık yasal süre geçtikten sonra 18.11.2015 tarihinde açıldığı, 556 Sayılı KHK’nın 53.maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçtiği, hükümsüzlük talebi yönünden ise, dava tarihi itibariyle dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olsa da yargılama sırasında tescil edildiğinden inceleme yapılmasının gerektiği, taraf markalarında gerek kelime gerekse şekil açısından farklılıklar bulunduğu, bu haliyle markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerliğin olmadığı gerekçesiyle,YİDK kararının iptali talebi yönünden davanın süreden reddine, hükümsüzlük talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.


Hükümsüzlük Davasında Husumet, Şirket Yerine Şirket Ortağınca Açılan Dava 2211

Marka YİDK Kararı İptali Davalarında Hükümsüzlük Talebi

Mutlak Tescil Engelleri Kapsamında Hükümsüzlükte 5 Yıllık Süre 11284

Benzer Marka Tescili Nedeniyle Hükümsüzlük Davaları

Marka Tescilinde Mutlak ve Nisbi Ret Değerlendirmesi

Article Categories:
Marka

Comments to Başvuru Aşamasındaki Marka için Hükümsüzlük Davası

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir