Case T‑172/23,
Dendiki BV, established in Roosendaal (Netherlands), EUIPO v D-Market Elektronik Hizmetler ve Ticaret Anonim Sirketi
Mevcut davada, ihtilaflı marka, müdahilin daha önceki Türkçe markalarıyla aynı veya çok benzerdir. İtiraz edilen kararın 61. paragrafında belirtildiği üzere, başvuranın unvandaki selefi, ihtilaflı markayı, müdahilin ‘www.hepsiburada.com’ web sitesinin Avrupa şubesi olarak sunulan ‘www.hepsiburada.life’ web sitesinde kullanmıştır.
Buna karşın, başvuru sahibi ve selefi, ihtilaflı markanın kendi mallarının ticari menşeinin bir göstergesi olarak kullanıldığını veya bu markanın tescilinin bir parçasını oluşturduğu bir iş stratejisi olduğunu göstermemiştir (ihtilaflı kararın 59. ve 64. paragrafları).
Ayrıca, başvuru sahibinin selefinin, üçüncü tarafların Türkçe web sitelerine karşılık gelen AB markaları için başka başvurularda bulunduğu tartışmasız gerçeği (itiraz edilen kararın 55. paragrafı), söz konusu markalar arasındaki benzerliğin tesadüfi olmadığını göstermektedir.
Bu koşullar ışığında, ihtilaflı kararın 58. ve 63. paragraflarından da anlaşılacağı üzere, başvuru sahibinin selefinin ihtilaflı markayı tescil ettirirken niyetinin, bu markayı dürüst bir şekilde ticaret sırasında kullanmak ve müdahilin önceki markasından haksız bir şekilde faydalanmak ve müdahilin AB pazarına erişimini engellemek olmaması muhtemeldir.
Bu nedenle, yukarıda 28. paragrafta atıfta bulunulan içtihat uyarınca, ihtilaflı markanın tescili için yapılan başvurunun amaçları ve ticari mantığına ilişkin makul açıklamalar sunmak ve selefinin niyetinin meşru olduğunu göstermek başvuru sahibinin göreviydi.
Başvuru sahibi, yukarıda 33 ila 37 ve 55. paragraflarda reddedilmiş olan önceki markaların Avrupa Birliği’nde tescil edilmemiş olduğu iddiasını tekrarlamakla yetinmekte ve kendisinin ve selefinin sözde iyi niyetlerine dayanmakta, ancak herhangi bir meşru iş stratejisini ortaya koyacak kanıt sunmamaktadır. Ayrıca, başvuru sahibinin AB marka tescil sisteminin dayandığı ilk başvuru ilkesine atıfta bulunduğu ölçüde, bu ilkenin uygulanmasının, diğerlerinin yanı sıra, mevcut davanın konusu olan 207/2009 sayılı Tüzüğün 52(1)(b) Maddesi ile nitelendirildiğini hatırlatmak yeterlidir (bkz. 31 Mayıs 2018 tarihli karar, Flatworld Solutions v EUIPO – Outsource Professional Services (Outsource 2 India), T-340/16, yayınlanmadı, EU:T:2018:314, paragraf 21 ve atıfta bulunulan içtihat).
Yukarıda belirtilenlerin ışığında, Mahkeme, Temyiz Kurulu’nun, itiraz edilen kararın 67. paragrafında, başvuranın unvandaki selefinin itiraz edilen markanın tescil edildiği tarihte kötü niyetle hareket ettiğini tespit etmeye tamamen yetkili olduğuna karar vermiştir.
Buna göre, başvuru sahibinin tek hukuki savunması reddedilmeli ve sonuç olarak dava bütünüyle reddedilmelidir.
KACO Tanınmış Markanın Benzerinin Başvurulması Kötü Niyet 7912
Önceki Markanın Başlangıçtaki Ayırt Ediciliği Kötü Niyet Değerlendirmesi
Pierre Cardin; Markanın Devri, Tanınmışlık, Kötü Niyet 4412
https://kenfoxlaw.com/proving-bad-faith-what-lessons-to-be-learned-to-reclaim-trademarks-in-vietnam