Kök Raporla Aynı Doğrultudaki Ek Bilirkişi Raporuna İtiraz Etmemenin Usuli Kazanılmış Hak Doğurup Doğurmadığı
Giriş
Bilirkişi raporları, yargılama sürecinde mahkemeye teknik konularda yol gösterici nitelikte olup, kesin delil niteliği taşımaz. Ancak, bilirkişi raporuna süresi içinde itiraz edilmemesi, o raporun mahkeme tarafından esas alınmasına ve kararın bu rapor doğrultusunda verilmesine yol açabilir. Peki, ilk bilirkişi raporuna (kök rapor) yapılan itirazlar sonucu alınan ve kök raporla aynı doğrultuda olan ek bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi, usuli kazanılmış hak doğurur mu?
Bu makalede, usuli kazanılmış hak kavramı, bilirkişi raporlarına itirazın hukuki sonuçları ve bu çerçevede ek bilirkişi raporuna itiraz edilmemesinin doğurabileceği etkiler detaylı bir şekilde incelenecektir.
1. Usuli Kazanılmış Hak Kavramı ve Uygulama Alanı
1.1. Usuli Kazanılmış Hak Nedir?
Usuli kazanılmış hak, yargılamada taraflardan biri lehine doğan ve mahkemenin kendiliğinden gözetmesi gereken bir hukuki durumdur. Bir mahkemenin daha önce verdiği bir ara karar veya kesin nitelikte bir karar, bir tarafın lehine bir hak doğurduysa, aynı mahkeme veya üst mahkeme bu hakkı ortadan kaldıracak şekilde yeni bir karar veremez (Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 294/2).
1.2. Usuli Kazanılmış Hakkın Temel İlkeleri
• Tarafların Mahkemece Tanınan Haklara Güvenmesi: Mahkemenin verdiği kesinleşmiş veya kesin hüküm teşkil eden kararlar, taraflar açısından güvence oluşturur.
• Mahkemenin Kendi Kararları ile Çelişmemesi: Bir mahkeme, daha önce kesinleşmiş bir kararına aykırı bir hüküm veremez.
• Lehe Doğan Hakların Korunması: Taraflardan biri lehine doğmuş bir hak, yargılamanın ilerleyen safhalarında ortadan kaldırılamaz.
Bu ilkeler doğrultusunda, bilirkişi raporlarına yapılan veya yapılmayan itirazlar usuli kazanılmış hak doğurabilir mi? sorusunun yanıtı irdelenmelidir.
2. Bilirkişi Raporlarına İtirazın Hukuki Sonuçları
2.1. Bilirkişi Raporlarına İtiraz ve Süreler
HMK madde 281’e göre, taraflar bilirkişi raporuna raporun tebliğinden itibaren iki hafta içinde itiraz edebilirler. Tarafların itirazları doğrultusunda, mahkeme ek rapor aldırabilir veya yeni bir bilirkişi heyeti görevlendirebilir.
2.2. Kök Rapor ve Ek Bilirkişi Raporu Arasındaki Hukuki İlişki
Bilirkişi raporları genellikle iki aşamada incelenir:
1. Kök Bilirkişi Raporu: Mahkeme tarafından alınan ilk bilirkişi raporudur.
2. Ek Bilirkişi Raporu: Taraflardan birinin itirazları sonucu alınan ve kök raporu destekleyici veya değiştirici mahiyette olan rapordur.
Ek bilirkişi raporu, kök raporla aynı doğrultuda ise, bu durum mahkemenin bilirkişi görüşünü destekleyici bir kanaate varmasına yol açar. Ancak bu noktada, taraflardan biri ek bilirkişi raporuna itiraz etmezse, bu durum usuli kazanılmış hak doğurur mu? sorusu önem arz eder.
3. Kök Raporla Aynı Doğrultudaki Ek Rapor ve Usuli Kazanılmış Hak
3.1. Usuli Kazanılmış Hakkın Bilirkişi Raporlarına Uygulanması
Yargıtay kararlarında, usuli kazanılmış hakkın genellikle mahkemenin ara kararları veya kesinleşmiş kararları üzerinden şekillendiği görülmektedir. Bilirkişi raporları ise, mahkeme kararının bir parçası değil, delil niteliğindedir. Dolayısıyla, bir tarafın ek bilirkişi raporuna itiraz etmemesi, kesinleşmiş bir yargı kararı gibi değerlendirilerek usuli kazanılmış hak doğurmaz.
3.2. Yargıtay’ın Konuya İlişkin Görüşü
Yargıtay içtihatlarına göre:
• Bilirkişi raporları, mahkemeye yardımcı delillerdir ve kesin hüküm niteliğinde değildir.
• Bilirkişi raporuna süresi içinde itiraz edilmemesi, mahkemenin o raporu esas almasına neden olabilir ancak bu durum, usuli kazanılmış hak doğurmaz.
• Mahkeme, bilirkişi raporuna itiraz edilmemiş olsa bile, re’sen inceleme yaparak farklı bir karar verebilir.
Örneğin, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bir kararında (E. 2018/3542, K. 2019/6541) şu hüküm verilmiştir:
“Bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi, mahkeme için bağlayıcı nitelikte değildir. Mahkeme, tarafların itirazına bakılmaksızın, bilirkişi raporunu denetlemek ve somut uyuşmazlıkta hukuka uygun olup olmadığını değerlendirmekle yükümlüdür.”
Dolayısıyla, bilirkişi raporuna veya ek bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi, o raporun doğru olduğu yönünde mahkemeye bir kanaat oluşturabilir, ancak taraflar açısından usuli kazanılmış hak yaratmaz.
4. Sonuç ve Değerlendirme
🔹 Bilirkişi raporları, mahkeme için bağlayıcı değil, delil niteliğindedir.
🔹 Ek bilirkişi raporu, kök raporla aynı doğrultuda olsa bile, itiraz edilmemesi usuli kazanılmış hak doğurmaz.
🔹 Mahkeme, tarafların itirazına bakmaksızın bilirkişi raporunu re’sen inceleme hakkına sahiptir.
🔹 Usuli kazanılmış hak, genellikle mahkemenin kesinleşmiş ara kararlarıyla oluşur; bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi ise bu kapsama girmez.
📌 Sonuç olarak, kök bilirkişi raporuna yapılan itiraz sonucu alınan ek bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edilmemesi, o raporun hukuken doğru olduğu anlamına gelmez ve usuli kazanılmış hak doğurmaz. Ancak, mahkeme sürecinde bilirkişi raporuna zamanında ve etkin bir şekilde itiraz edilmesi, delillerin doğru bir şekilde değerlendirilmesi açısından kritik öneme sahiptir.
📌 #BilirkişiRaporu #UsuliKazanılmışHak #HMK #Hukukiİnceleme #MahkemeSüreci #HukukMuhakemeleri #YargıtayKararları #AdilYargılanma