Mahkeme Kararı
Mahkeme: Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
Esas No: 2018/481
Karar No: 2019/350
Karar Tarihi: 22.10.2019
Olayın Özeti
Davacı, 2009 yılından beri www.[davacı].com internet sitesi üzerinden faaliyet gösteren ve Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdinde tescilli “[davacı markası]” ibareli birçok markanın ve ayrıca tanınmış markaların sahibidir.
Davacı tarafın iddiasına göre, davalı şirket tarafından davacıya ait tescilli markalar, Google AdWords reklamlarında anahtar kelime olarak kullanılmış ve bu suretle internet arama motorları üzerinden yapılacak aramalarda davacının ticari itibarından ve tanınmışlığından faydalanılmıştır.
Davacı, Beyoğlu Noterliği aracılığıyla yaptırdığı e-tespit ile Google arama motoruna “[davacı markası]” yazılarak arama yapıldığında, reklam alanında davalının sahibi olduğu www.[davalı].com.tr isimli internet sitesinin çıktığını belgelemiştir. Özellikle 11.11.2018 tarihine denk gelen, en önemli alışveriş günlerinden birinde davalının yoğun şekilde davacının markalarına reklam verdiği iddia edilmiştir.
Davalı ise savunmasında, davacıya ait marka ibarelerine Google AdWords’de anahtar kelime olarak yer vermediğini, sonuçlar arasında davalının reklamının çıkmasının Google’ın “geniş eşleşme” algoritmasının sonucu olduğunu, bu sisteme müdahale imkanının bulunmadığını ileri sürmüştür. Davalı, anahtar kelimeler arasında davacının markalarının olmadığını, mecburiyeti bulunmamasına rağmen davacı markalarına ait ibarelerin Google AdWords negatif kelimeler listesine eklendiğini savunmuştur.
Bilirkişi Raporu ve Mahkeme Değerlendirmesi
Mahkeme tarafından görevlendirilen, bir marka patent uzmanı ve bir bilişim uzmanından oluşan bilirkişi heyeti tarafından 30.07.2019 tarihinde hazırlanan raporda:
- Davacı şirketin “[davacı markası]” işaretini çok sayıda sınıfta kendisi adına TPMK nezdinde marka olarak tescil ettirmiş olduğu ve bu kelimenin TPMK nezdinde tanınmış marka olarak da davacı şirket adına kayıtlı olduğu,
- Davalı şirket merkezindeki bilgisayar üzerinde yapılan incelemede, toplam 142 adet anahtar kelime olduğu, bu liste içerisinde davacıya ait markaları içeren anahtar kelimelere rastlanmadığı,
- Davalı reklamlarının “[davacı markası]” anahtar kelimesi ile aratılınca, davalının anahtar kelime listesinde olmamasına rağmen görünmesinin, Google’ın otomatikleştirilmiş reklam algoritması tarafından “alakalı aramalar” olarak değerlendirilmesi nedeniyle mümkün olabildiği,
- Davalının reklamlarını “[davacı markası]” anahtar kelime aramalarında göstermemesi için tam eşleşmeli negatif anahtar kelimeler eklemediği,
- İçinde “[davacı markası]” kelimesi geçen hiçbir aramada davalının reklamlarının gösterilmemesi anlamına gelen “geniş eşleşmeli negatif kelime” ayarının 17.07.2018 tarihinde sisteme tanıtıldığı, ancak bu ayarın 09.11.2018 tarihinde davalı tarafından pasif halde tutulduğu,
- 2 Kasım 2017 – 19 Temmuz 2019 tarihleri arasında internet kullanıcılarının Google üzerinde “[davacı markası]” kelimesi ile arama yaptıklarında, davalının reklamlarının yaklaşık 18.700 defa gösterildiği, davalıya ait reklamlara 337 tıklanma gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Mahkeme, bu tespitler doğrultusunda davalının, “[davacı markası]” anahtar kelimesinde kendisine ait reklamların yayımlanmasını önleyen ayarları sisteme tanıtmış olmasına rağmen, bu ayarı aktif olarak tutmayarak davacıya ait markalar ile arama yapan kullanıcılara (tüketicilere) davalının reklamının gösterilmesine sebep olduğu, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalının negatif anahtar kelime ayarlarını aktif hale getirmeyerek bu sonuca iradi hareketi ile sebep olduğu ve bunun davacının marka haklarına tecavüz olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.
Hüküm
Mahkeme, davacının davasının kısmen kabulüne karar vererek:
- Davalının, davacıya ait tescilli markalara tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
- Bu kapsamda davalının internet sitelerine erişimin engellenmesine,
- Takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine (talep edilen 10.000 TL’nin kısmen kabulü ile),
- Hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına,
- Yargılama giderlerinin kabul/red oranına göre taraflar arasında paylaştırılmasına karar vermiştir.
Hukuki Değerlendirme
Bu karar, internet reklamcılığında rakip markaların anahtar kelime olarak kullanılmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturabileceğini teyit eden önemli bir örnek teşkil etmektedir. Dava, özellikle dijital pazarlama ve arama motoru reklamcılığı alanında faaliyet gösteren işletmeler için dikkat edilmesi gereken hukuki prensipleri ortaya koymaktadır.
Kararda öne çıkan hukuki noktalar:
- Pasif Kalmanın Sorumluluğu: Davalının sisteme negatif anahtar kelime olarak rakip markayı eklemesine rağmen bu ayarı aktif hale getirmemesi, hukuki sorumluluğu ortadan kaldırmamıştır. Mahkeme, basiretli bir tacir olarak davalının bu ayarları aktif tutması gerektiğini vurgulamıştır.
- Doğrudan Kullanım Şartı Aranmaması: Mahkeme, davalının anahtar kelime listesinde davacı markasının bulunmamasını bir savunma olarak kabul etmemiş, geniş eşleşme sonucunda dahi olsa rakip markası aramalarında reklamların çıkmasını engellememesini tecavüz olarak değerlendirmiştir.
- Ticari Etki: Mahkeme, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7/3-d maddesine atıfla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde anahtar sözcük olarak kullanılmasının marka hakkına tecavüz oluşturduğunu belirtmiştir.
- Tüketici Algısı: Karardan anlaşıldığı üzere, ilgili emtiaların potansiyel alıcılarının taraf markaları arasında ekonomik, ticari bir bağlantı bulunduğu izlenimine kapılma ihtimali de tecavüzün değerlendirilmesinde önemli bir faktördür.
Bu karar, dijital pazarlama alanında rakip markaların kullanımı konusunda şirketlerin daha dikkatli olmaları gerektiğini ve sadece aktif kullanımın değil, önleme tedbirlerini almamak suretiyle pasif kalmanın da hukuki sorumluluk doğurabileceğini göstermektedir. Özellikle arama motoru reklamcılığında negatif anahtar kelime ayarlarının doğru yapılması ve aktif tutulması, olası marka hakkı ihlallerinin önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.
SEO Bilgileri
Meta Başlık: Google AdWords’te Rakip Marka Kullanımı: Marka Hakkı İhlali ve Haksız Rekabet Davası
Meta Açıklama: Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin Google AdWords’te rakip marka kullanımını marka hakkı ihlali olarak değerlendirdiği emsal karar incelemesi.
Anahtar Kelimeler: Google AdWords, negatif eşleşme, marka ihlali, haksız rekabet, anahtar kelime, dijital pazarlama hukuku, marka hakkı, arama motoru reklamcılığı