Mar 17, 2018
45 Views

Tam Tasfiye Olmamış Şirketin Taraf Ehliyeti

Written by

RÜCU DAVASI • TARAF TEŞKİLİ
ÖZET: Eğer, tasfiye işlemleri gerçek olarak tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa tüzel kişilik ticaret sicilinden
terkin edilse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez. Dava açılmadan öncesicilden terkin olduğu anlaşılan şirket hakkında
ihya yapılması için yasal prosedör işletilmek suretiyle ihyasına dair karar alındıktan ve mevcut tereddüt giderildikten sonra, sonucuna göre,
HMK 124. maddesi uyarınca usulüne uygun husumet yönetilmesi ile taraf teşkilinin sağlanması ve hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Y. 10 HD. E. 2015/7370, K. 2015/7205, T. 14.04.2015
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirdildiği şekilde dava koşulu yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için ya, hakiki şahıs; ya da hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder(Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, İstanbul 2000, s. 288).
Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için, tasfiye işleminin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer, tasfiye işlemleri gerçek olarak tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.
Mahkemece; davalı şirketin 20.11.2012 tarihinde ticaret sicilinden terkinin yapılması nedeniyle taraf ehliyeti olmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
“Tarafta iradi değişiklik” başlıklı 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesinde;” (1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile
mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına
aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesi öngörülmüş olup, anılan düzenleme çerçevesinde; dava açılmadan önce sicilden terkin olduğu anlaşılan şirket hakkında ihya yapılması için yasal prosedür işletilmek suretiyle ihyasına dair karar alındıktan ve mevcut tereddüt giderildikten sonra, sonucuna göre, HMK 124. maddesi uyarınca usulüne uygun husumet yönetilmesi ile taraf teşkilinin sağlanması ve hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ
Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer
olmadığına, 14.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Article Categories:
Genel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir