Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Nis 30, 2019
77 Views

Eski Distiribütörün Markayı Kullanması, İyi Niyet, Şirketler Arasındaki İlişki

Written by
banner

Daha önceden markayı yurt dışında adına tescil ettirdiği ve marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğu iddia edilen yabancı menşeli firmanın Türkiye distribütörü iken markayı kendi adına tescil ettiren dava dışı firma ile bağlantılı şirket olduğu savunulan davacı tarafından, aynı markayı taşıyan ürünlerin sonraki Türkiye Distribütörlüğünü üstlenen davalı aleyhine böyle bir davanın açılması TMK 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi

2013/16172 E 2014/6123 K. T 28.3.2014

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/07/2013 tarih ve 2012/61-2013/184 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 Sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin MODENAS ibareli markası bulunduğunu, uzun yıllar devam eden çalışmaları sonucu markayı tanınmış hale getirdiklerini, davalının ise yurtdışında üretilmiş motorsiklet, parça ve ambalajlar üzerinde anılan markayı kullandığını öğrendiklerini, eylemin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek, tecavüzün durdurulmasını, ürünlere el konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının grup şirketi olan Motosa Motorlu Araçlar Ltd. ile MODENAS ibaresinin gerçek hak sahibi olan Malezya uyruklu M..l .. Enjin Sdn. arasında 2002 yılında distribütörlük anlaşması yapıldığını, 2005 yılında ise sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin davacıya marka tescil hakkı tanımadığını, sonradan 2011 yılında müvekkili ile Malezya firması arasında distribütörlük anlaşması yapıldığını, bu kapsamda ürünlerin ithal edildiğini, tecavüzün söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalının, davacı adına tescilli markaların bulunduğu ürünleri yurt dışından ithal ettiği, davacı markasına ilişkin hükümsüzlük davası açılmadığı, hükümsüz kılınıncaya kadar markanın korumadan faydalanacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne, tecavüzün durdurulmasına, MODENAS ibaresi taşıyan emtiaya el konulmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka hakkına tecavüzün meni istemine ilişkindir. Davacı taraf müvekkilinin MODENAS ibareli markası olduğunu, davalının aynı ibareli markayı kullandığını ileri sürmüştür. Davalı taraf ise, davacının grup şirketi olan M.. Motorlu Araçlar Ltd. ile MODENAS ibaresinin gerçek hak sahibi Malezya uyruklu M.. ..Enjin Sdn. arasında 2002-2005 arası distribütörlük sözleşmesi bulunduğunu, 2011 yılında müvekkilinin anılan yurtdışı şirketle distribütörlük sözleşmesi imzaladığını, bu kapsamda dava konusu ürünlerin ithal edildiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı tarafın davacı adına tescilli markaların bulunduğu ürünleri yurt dışından ithal ettiği, davacı markalarının hükümsüz kılınmadığı, iptal edilinceye kadar korumadan yararlanacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kural olarak davacının tescilli markasına dayanarak tecavüzün önlenmesini talep hakkı vardır. Ancak, daha önceden markayı yurt dışında adına tescil ettirdiği ve marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğu iddia edilen yabancı menşeli firmanın Türkiye distribütörüyken markayı kendi adına tescil ettiren dava dışı firma ile bağlantılı şirket olduğu savunulan davacı tarafından, aynı markayı taşıyan ürünlerin sonraki Türkiye Distribütörlüğünü üstlenen davalı aleyhine böyle bir davanın açılması TMK 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz.
Somut olayda, dava dışı M.. Motorlu Araçlar Ltd. ile MODENAS ibaresinin gerçek hak sahibi olduğu belirtilen Malezya uyruklu Motosikal … Enjin Sdn. arasında 2002-2005 arası distribütörlük sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında MODENAS ibaresinin Türkiye’de tesciline ilişkin izin verilmediği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, mahkemece davalının savunmasında belirttiği üzere daha önceden MODENAS ibareli markanın gerçek hak sahibi olduğu belirtilen Motosikal.. Enjin Sdn. ile distribütörlük sözleşmesi yapan dava dışı M.. Motorlu Araçlar Ltd. ile davacı arasındaki ilişkinin mahiyeti belirlenerek, her iki firma arasında ekonomik ve idari bağın bulunması durumunda MODENAS ibareli ürünlerin satışı konusunda distribütörlük anlaşması gereğince emtiayı ithal eden davalıya TMK’nın 2. maddesi uyarınca tecavüzün önlenmesine ilişkin dava açılamayacağı kabul edilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Anahtar Kelimeler: Marka hukuku,patent hukuku, tasarım hukuku, yidk iptal, hükümsüzlük davas, marka hükümsüzlük, patent hükümsüzlük, tasarım hükümsüzlük, distribütör marka, acente marka, distribütör patent

Ankara avukatı olunması nedeniyle Türk Patent’in kararlarına karşı davalar, marka hükümsüzlüğü davaları, patent davaları, tasarım davaları, Türk Patent’in Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na(YİDK) karşı davaların yanında marka vekili olunması itibarıyla Türk Patent Markalar Dairesi kararlarına karşı itirazlar, haksız rekabet davaları, alan adı davaları ve tahkimleri ağırlıklı olarak çalışma alanlarımızdır.

Article Categories:
Makaleler · Marka

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir