Kanunda “hükümsüzlük davası açabilecek kişiler” hükümsüzlük sebepleri arasında ayrım gözetmeksizin sayılmış; böylece aktif dava ehliyetinin zarar gören kişilere, Cumhuriyet savcılarına ve ilgili resmi makamlara ait olduğu belirtilmiştir. Bu hükme göre “zarar haksız fiil veya sözleşme hukuku anlamında olmayıp, zarar gören kişi kavramı da geniş yorumlanmalı ve buna sadece hükümsüzlüğü gereken bir markanın kullanımı dolayısıyla mal varlığında bir azalma meydana gelmiş kişiler değil, bir menfaati veya hakkı halele uğramış tüm kişiler dahil edilmelidir.
Taraf markaları arasında biçim, düzenleme, tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa […]
Yargıtay 11. HD aşağıdaki kararında sektörde faaliyet gösteren bir kişinin tanınmış bir markanın hükümsüzlüğünü istemede […]
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2019/1688 K. 2019/8213 T. 16.12.2019 Davacı vekili, müvekkilinin itiraza mesnet […]
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2018/3698 K. 2020/207 T. 9.1.2020 Safranbolu İlçesinin lokum ürünleri ile […]
Markanın kullanılmaması davasında 5 yıllık marka kullanmama süresinin dava tarihi dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekirken, marka […]
SMK m. 26/4’re göre; Markanın, beş yıllık sürenin dolması ile iptal talebinin Kuruma sunulduğu tarih […]
Sonradan ortaya çıkan sebeplerden ötürü markanın iptali, başından beri var olan sebeplerden ötürü markanın hükümsüzlüğü […]
Tanınmışlık Marka Başvurusu: Türkpatent tanınmışlık marka başvurusu yapılması durumunda dikkate alınacak kriterler tespit etmiştir. Markanın […]
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, davalı tarafın “ışık” ibaresini okullarında dava tarihi itibariyle 16 yıla […]